Sözleşmeden doğan bir borcun ifasının, sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan bir hukukî engel nedeniyle mümkün olmaması halinde, söz konusu borcun ifası bakımından hukukî imkânsızlık meydana gelir. Tüm imkânsızlık hallerinde olduğu gibi, hukukî imkânsızlık hallerinde de sözleşmede kararlaştırılan edimi aynen ifa borcu sona erer. Sözleşmede ifa imkansızlığı, Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 136, 137 ve 138. maddelerinde düzenlenmiştir.
Genel Olarak İfa İmkansızlığı:
TBK madde 136’ya göre; borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.
- Kısmi İfa İmkansızlığı:
TBK madde 137’ye göre; borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.
- Aşırı İfa Güçlüğü:
TBK madde 138’e göre; borçlu belirli koşulların varlığı hallerinde sözleşmeden dönebilir veya sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını talep edebilir. Bu koşullar şu şekilde sıralanabilir:
- Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum var olmalıdır,
- Bu durum borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkmış olmalıdır,
- Bu durum sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmiş olmalıdır,
- Borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olmalıdır.
Bu koşulların varlığı hallerinde borçlu bu seçimlik haklarını kullanabilecektir. Belirtmek gerekir ki bu madde kapsamında sözleşmenin uyarlanması veya sözleşmeden dönmeye ilişkin talep Mahkemeye yapılmalıdır. Ancak tarafların özgür iradeleri ile bir araya gelip anlaşmaya vararak sözleşmenin koşullarını değiştirmelerinde herhangi bir hukuki engel bulunmamaktadır.
Stj. Av. Feyza MAZI